top of page

 

 

Dodekanes Adalar grubu`ndaki yüzölçümü en büyük adadır. Ada; hem tüm Avrupa `daki en iyi korunmuş en büyük Ortaçağ şehrine sahip olduğundan, hem de yıl boyu ortalama 300 gün güneş görmesinden dolayı oldukça popüler bir tatil merkezidir. Rodos , temiz denizi ve düzenli plajları ile Avrupa Blue Flag ödülüne layık görülmüştür. Ortaçağ’da St. John şövalyelerinin meskeni olup, ardından Osmanlı hâkimiyetine geçenRodos , bir dönem de İtalyan yönetimine bağlı kaldığından bu gün her üç kültürden geriye kalan mimari harmanla ender bulunan bir güzelliğe sahiptir.

Rodos adası, tarihi, doğası, denizi, plajları, eğlencesi ile tatilinizi dolu dolu geçirebileceğiniz bir Yunan adasıdır. “Güneş ve Gül Adası” olarak tanınan Rodos ’ta, Roma, Bizans, Osmanlı döneminin eserlerini görebilirsiniz. Tarihinin altın çağını St Jean Şövalyeleri döneminde yaşayanRodos ’ta italyan akımınıda hissedeceksiniz. Camilerden, kalelere ve çakıl taşlarıyla süslü yollara, UNESCO Dünya Mirası listesinde yer alan bir Ortaçağ mahallesine sahiptir. Dünya'nın 7 harikasından biri olan 32 metre boyundaki Rodos heykeli artık adada yer almıyor, onun yerine adanın simgesi olan geyik heykelleri mevcuttur.

Rodos’ta eğlence, saat kulesi ve eski Rodos heykeli civarında toplanıyor. Bu civarda restaurantlar ve kafeler daha fazladır. Rodos taki restourantlarda deniz ürünlerini, Akdeniz sebze ve mezelerinin en iyilerini tadabilirsiniz. Tavernalar da eğlence seçenekleri arasında yer alıyor. Dünyaca ünlü isimlerin ziyaret ettiği Alexis Taverna eğlencenin tadına varabileceğiniz adreslerden biridir. Gece hayatı tüm Yunan adalarındaki gibi Rodos 'ta da oldukça hareketli; gece kulüpleri, barlar, publar, sabaha kadar canlı müzik dinleyebileceğiniz ya da geleneksel Yunan tarzı eğlece anlayışını yaşayabileceğiniz mekanlarla dolu. Eğlence severler için bir diğer alternatif ise adada bulunan casinolar. 

Rodos’ta; büyük üstadlar sarayı, Arkeoloji müzesi, Şövalyeler sokağı, Bizans müzesi, Kanuni Sultan Süleyman Camii, İbrahim Paşa Camii, Nea agora, Mandraki Limanı, Lindos, Kamiros ziyaret edilebileceğiniz noktalardan sadece birkaçıdır. Mavi pencereleri, beyaz cepheleri ile tipik Yunan mimarisini Lindos'ta görebilirsiniz. Eski Kent -old town- adı verilen ortaçağdan kalma surlarla çevrili kent Şövalyeler zamanının ve Osmanlı döneminin izlerini taşıyor. Hora mahallesi gezilmesi gereken yerlerin başında gelir. Yeni kent -new town- adı verilen kent ise Yunan ve Türk akımlarından izler taşımaktadır. Tarih öncesi zamanlardan kalma yapılar adanın bu bölümünde karşımıza çıkmaktadır.

 

Medeniyetlerin ve hatta şövalyelerin ev sahibi: Rodos

Burası Antik Yunan ve Roma medeniyetlerinin ev sahibi, Ortaçağ’da St. John Şövalyelerinin meskeni. Antik dünyanın yedi harikasından biri olan 32 metre boyundaki bronzdan yapılma liman anıtı Colossus buradaymış.

300 günü güneşli adanın doğusu irili ufaklı şirin plajlarla, batısı ise büyük tatil merkezleriyle çevrili. Lindos’taki St.Paul Plajı tarihin koynunda kulaç atma zevki yaşatıyor.

Ünlü restoranları, kulüpleri, bar ve casino’suyla adanın gece hayatı epey hareketli.

Merkezde yerleşim eski ve yeni kent diye ikiye ayrılıyor. Eski Şehir, Rodos Kalesi’nin surlarının içine kurulmuş. Burada şövalyelere ait binalar, hendek ve siperlerle çevrilmiş surlar, kiliseler, saraylar ve meydanlar sizi Ortaçağ’a götürecek.

UNESCO Dünya Miras Listesi’nde yer alan bölgede 14. yüzyıldan kalma Meryem Ana Kilisesi ve şövalyelere karşı elde edilen zafer için yapılmış pembe kubbeli Süleyman Camisi de görülmeye değer yerlerden.

Rodos’ta Antik Yunan’dan kalma Akropolis’teki tiyatro, stadyum ve Apollon Tapınağı tarih düşkünlerinin ilgisini çekecek noktalardan. Adanın diğer turistik yerleri ise Lindos ve Kamiros. Lindos’ta tepedeki antik kalıntılara, çivit mavili, beyaz badanalı evler arasından uzanıyorsunuz. Kamiros’ta ise Helenistik Dönem’den kalma, adanın en iyi korunmuş şehir kalıntıları uçsuz bucaksız bir manzaraya karşı yükseliyor.

bottom of page